Ofiste kilonuzu koruyabilmeniz için yapmanız gerekenler
Zamanı belli olmayan yemek molaları, dengesiz mesai saatleri ve yorucu, uzun çalışma koşulları nedeni ile ofiste dengeli beslenmek oldukça zahmetli olabiliyor.
Günlük hareketlerimizin azalması ve masa başı çalışma koşulları kilo almamıza ve vücut yağımızın artmasına neden oluyor. Oysaki vücudumuzu korumanın birinci yolu yeterli ve dengeli beslenmeyi sağlamamızdan geçiyor. Acıbadem Maslak Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Müge Aksu, iş yerindeki uzun mesai saatleri nedeniyle iş performansının da etkilendiğini belirterek, bu konuda çeşitli önerilerde bulundu:
1. Kahvaltıyı atlayıp, yağ ve kaloriyi artırmayın!
Şehirleşme ile birlikte, sabah erken kalkıp işe yetişme telaşı içinde atlanan kahvaltı güne enerjisiz başlanmasına neden oluyor. Kahvaltı yapılsa da kalitesi kötü, kalori ve yağ oranı yüksek poğaça, açma, simit gibi kolayca ulaşılabilen besinlerin tercih edilmesi kilo dengesinin korunmasını zorlaştırıyor. Ancak kahvaltı, güne daha zinde ve sağlıklı başlanmasına, hayat akışına uyum sağlamaya ve performansın artarak, daha enerjik olunmasına katkıda bulunuyor.
2. Şekerdeki dengesizlik yeme nöbeti yaratıyor
Kan şekerindeki dengesizlik, iştah kontrolünde problem yaratıyor. Kan şekerini düzenlemek, kişinin kendine hakim olmasını da kolaylaştırıyor. Kan şekeri dengesinin bozulması yeme nöbetlerinin gelişmesine, kontrolsüz yeme davranışının başlamasına neden oluyor. Öğün atlamak bu açıdan tüm dengeleri altüst ediyor. Kan şekeri düşüp, açlık başladığında beyinsel fonksiyonlarda da azalma görülüyor. Konsantrasyon bozuluyor ve zihinsel beceriler yavaşlıyor. Bu nedenle 2,5 – 3 saatlik aralarla beslenmek, öğün aralarının 5 saati aşmamasına özen göstermek gerekiyor. Ara öğünler için meyve, kepekli bisküvi, küçük kepekli bir sandviç veya tost, kuru meyveler, kontrollü miktarda fındık, ceviz, badem gibi yağlı tohumlar, meyveli veya probiyotik yoğurtlar, süt, salep ve ayran tercih edilebilir.
3. Posasız beslenme kan yağlarını yükseltiyor
Posa–lif tüketimi tokluk süresini artırırken, sürekli oturulduğu için gelişebilecek olan kabızlık problemini de en aza indirmeye yardımcı oluyor. Posasız beslenme hem vücut hem de kan yağlarının artmasına yol açıyor. Gün içinde tüketilen sebze–meyve miktarını artırmaya, haftada 2-3 kere baklagil yemeye, beyaz ekmek yerine esmer ekmek, pirinç yerine bulgur tüketmeye özen göstererek, alınan posalı besin miktarının çoğaltılması gerekiyor.
4. Fazla çay ve kahve su isteğini azaltıyor
Özellikle masa başı çalışırken sıkıldıkça içilen ya da konuklara ikram ederken eşlik etmek için içilen çay, kahve ve gazlı içecekler su içme isteğini azaltıyor. Diüretik etki göstererek vücudun su dengesini bozuyor. Su seviyesinin azalması ile yorgunluk, baş ağrısı ve dikkat problemi yaşanıyor. Bitki çayları, süt, ayran, taze sıkılmış meyve suyu, maden suyu miktarları çok artırılmamak şartı ile tercih edilebilir. Kahve veya çay tüketmek istendiğinde tam süt ile yapılan kahve, limonlu soğuk çay veya yeşil çay içilebilir.
5. Haftada bir gün sütlü tatlıya izin var…
Ofisteki doğum günü partileri, özel davetler, konukların getirdiği tatlı, yaş pasta gibi ağır abur cuburlar da günlük aldığımız boş kalori miktarını artırıyor. Tatlı yiyecekler çok istendiğinde, meyve tatlısı veya sütlü tatlılar ara öğün olarak haftada bir defa tüketilebilir.
Ofis içi egzersizle enerjinizi arttırın!
Ofis içi egzersiz, kemik yoğunluğunun korunması açısından önem taşıyor. Böylece metabolizma hızı artıyor ve dinç, dinamik vücut sayesinde verimli çalışma sağlanıyor. Yemeğe giderken yürümek veya yemek sonrası kısa mesafeli yürüyüşler yapmak, ofis içinde asansör yerine merdiveni tercih etmek bile harcanan enerjiyi artırıyor. Orta şiddette haftada 150 dakika yürümek öneriliyor. Sağlıklı bir bireyin gün içinde 10 bin adım atması gerekiyor. Ofiste her saat başında iki defa yapılan esneklik egzersizleri de idealdir.
Zamanı belli olmayan yemek molaları, dengesiz mesai saatleri ve yorucu, uzun çalışma koşulları nedeni ile ofiste dengeli beslenmek oldukça zahmetli olabiliyor.
Günlük hareketlerimizin azalması ve masa başı çalışma koşulları kilo almamıza ve vücut yağımızın artmasına neden oluyor. Oysaki vücudumuzu korumanın birinci yolu yeterli ve dengeli beslenmeyi sağlamamızdan geçiyor. Acıbadem Maslak Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Müge Aksu, iş yerindeki uzun mesai saatleri nedeniyle iş performansının da etkilendiğini belirterek, bu konuda çeşitli önerilerde bulundu:
1. Kahvaltıyı atlayıp, yağ ve kaloriyi artırmayın!
Şehirleşme ile birlikte, sabah erken kalkıp işe yetişme telaşı içinde atlanan kahvaltı güne enerjisiz başlanmasına neden oluyor. Kahvaltı yapılsa da kalitesi kötü, kalori ve yağ oranı yüksek poğaça, açma, simit gibi kolayca ulaşılabilen besinlerin tercih edilmesi kilo dengesinin korunmasını zorlaştırıyor. Ancak kahvaltı, güne daha zinde ve sağlıklı başlanmasına, hayat akışına uyum sağlamaya ve performansın artarak, daha enerjik olunmasına katkıda bulunuyor.
2. Şekerdeki dengesizlik yeme nöbeti yaratıyor
Kan şekerindeki dengesizlik, iştah kontrolünde problem yaratıyor. Kan şekerini düzenlemek, kişinin kendine hakim olmasını da kolaylaştırıyor. Kan şekeri dengesinin bozulması yeme nöbetlerinin gelişmesine, kontrolsüz yeme davranışının başlamasına neden oluyor. Öğün atlamak bu açıdan tüm dengeleri altüst ediyor. Kan şekeri düşüp, açlık başladığında beyinsel fonksiyonlarda da azalma görülüyor. Konsantrasyon bozuluyor ve zihinsel beceriler yavaşlıyor. Bu nedenle 2,5 – 3 saatlik aralarla beslenmek, öğün aralarının 5 saati aşmamasına özen göstermek gerekiyor. Ara öğünler için meyve, kepekli bisküvi, küçük kepekli bir sandviç veya tost, kuru meyveler, kontrollü miktarda fındık, ceviz, badem gibi yağlı tohumlar, meyveli veya probiyotik yoğurtlar, süt, salep ve ayran tercih edilebilir.
3. Posasız beslenme kan yağlarını yükseltiyor
Posa–lif tüketimi tokluk süresini artırırken, sürekli oturulduğu için gelişebilecek olan kabızlık problemini de en aza indirmeye yardımcı oluyor. Posasız beslenme hem vücut hem de kan yağlarının artmasına yol açıyor. Gün içinde tüketilen sebze–meyve miktarını artırmaya, haftada 2-3 kere baklagil yemeye, beyaz ekmek yerine esmer ekmek, pirinç yerine bulgur tüketmeye özen göstererek, alınan posalı besin miktarının çoğaltılması gerekiyor.
4. Fazla çay ve kahve su isteğini azaltıyor
Özellikle masa başı çalışırken sıkıldıkça içilen ya da konuklara ikram ederken eşlik etmek için içilen çay, kahve ve gazlı içecekler su içme isteğini azaltıyor. Diüretik etki göstererek vücudun su dengesini bozuyor. Su seviyesinin azalması ile yorgunluk, baş ağrısı ve dikkat problemi yaşanıyor. Bitki çayları, süt, ayran, taze sıkılmış meyve suyu, maden suyu miktarları çok artırılmamak şartı ile tercih edilebilir. Kahve veya çay tüketmek istendiğinde tam süt ile yapılan kahve, limonlu soğuk çay veya yeşil çay içilebilir.
5. Haftada bir gün sütlü tatlıya izin var…
Ofisteki doğum günü partileri, özel davetler, konukların getirdiği tatlı, yaş pasta gibi ağır abur cuburlar da günlük aldığımız boş kalori miktarını artırıyor. Tatlı yiyecekler çok istendiğinde, meyve tatlısı veya sütlü tatlılar ara öğün olarak haftada bir defa tüketilebilir.
Ofis içi egzersizle enerjinizi arttırın!
Ofis içi egzersiz, kemik yoğunluğunun korunması açısından önem taşıyor. Böylece metabolizma hızı artıyor ve dinç, dinamik vücut sayesinde verimli çalışma sağlanıyor. Yemeğe giderken yürümek veya yemek sonrası kısa mesafeli yürüyüşler yapmak, ofis içinde asansör yerine merdiveni tercih etmek bile harcanan enerjiyi artırıyor. Orta şiddette haftada 150 dakika yürümek öneriliyor. Sağlıklı bir bireyin gün içinde 10 bin adım atması gerekiyor. Ofiste her saat başında iki defa yapılan esneklik egzersizleri de idealdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder