25 Nisan 2009 Cumartesi

Yabancı Dil Öğrenme Yöntemi

Yabancı Dil Öğrenme Yöntemi

Bir yabancı dili öğrenme sırasında kişiler belli aşamalardan geçerler. Bu aşamalarda birey ilk etapta İngilizce öğrenmek ister bunun üzerine kursları araştırır ve aklına yatan kursa kayıt yaptırır ,kitaplar alır,ödevlerini yapar. Peki sonunda İngilizceyi ne kadar öğrenebilir? Eğer sizde bu aşamalardan geçmiş ve arzu ettiğiniz sonucu alamadıysanız henüz yüzde yüz İngilizce öğrenme sistemini bilmiyorsunuz demektir. Şimdi içinizden bu yüzde yüz öğrenme sistemi de nedir dediğinizi duyar gibiyim.Yüzde yüz öğrenme öğrenilecek dilin beyin temelli öğrenilmesini sağlayan ve bir kaç tekniği bir arada sunan bir sistemdir. Evet beyin temelli dedik çünkü siz bir dili beyninizin temellerine göre öğrenmiyorsanız o dili beyninizin derin boyutlarında tutundurmanız imkansız hale gelmektedir.Yüzde yüz öğrenme sisteminde ilk aşamada yabancı dil ile bilinen ilkel kalmış bilgiler temizlenir çünkü bunlar beyinin doğru programlanmasını engellemektedir. Yüzde yüz öğrenme sisteminde öncelikle kişiler zihinlerindeki yıkmaya programlı kasetlerin yerine başka yapılandırmaya programlı kasetler takmalıdır ve bunları zihinlerinde çalıştırmalıdır.

Örnek verecek olursak;
1-İlkel Bilgi : Yabancı dil yetenek işidir yeteneğin varsa iyi öğrenirsin.
2-Bilimsel Bilgi : Yetenek ortaktır bir beyni ve azimli bir yüreği olan herkesin dil öğrenmeye yeteneği vardır.

Böyle bir durumda kişinin gerçeği bilmesi bunun içinde bilinçaltına isabet eden sorular sorması gerekir. Eğer kişinin yabancı dile yeteneği olmasaydı insanlarla konuşacak,kitapları okuyacak bir şeyler yazabilecek kadar kendi dilini öğrenemeyeceğini bilmesi gerekir o zaman bu yeniden yapılanmayla benim yabancı dile yeteneğim var diye yeni yapıcı bir program oluşturur. Sonuç olarak herkes lisan öğrenme kabiliyeti ile doğar. Kabiliyetin limitini belirleyen kıstas ise beynin nasıl kullanılacağını bilmek ile orantılıdır.

Küçüklük yıllarınızı düşünün şayet büyüklerinizin aynı kelimeleri defalarca telaffuzunu
duymasaydınız, bitmek tükenmek bilmeyen çat pat sözcüklerinizle sorduğunuz sorularınız olmasaydı, kelimelerin hangi nesnelere ait olduğu dışarı her çıktınızda görmeseydiniz,her dokunduğunuzda algılarınızla ve duygularınızla bunu anlamlandırmasaydınız ,duyduğunuz bir kelimeyi her gördüğünüzde seslendirmeseydiniz dilinizi bu kadar iyi öğrenemezdiniz. Kısacası verileri duyularınızla algılayıp duygularınızla birleştirdiniz. Her şey doğal olarak işledi ve en önemlisi bu süreçte hep haz alındı. O halde İngilizce zorunluluk boyutunda olursa yaşamınızın her anında yaşayamazsınız motivasyonunuz süreç içinde azalır aynen uzun bir yol için deposuna az yakıt almış bir araba gibi yarı yolda kalabilirsiniz bu nedenle eğer hızlı ve kalıcı bir şekilde İngilizce öğrenmek istiyorsanız İngilizce ye aşık olmalı ve öğrenirken haz almalısınız ve gelecek eylemleriniz için bir anahtar olarak görmelisiniz. İşte Yüzde yüz İngilizce öğrenme işin sadece teknik olan mekanik boyutunu değil aynı zamanda psikolojik süreçleri de göz önüne alınarak tasarlanmış bir öğrenme sistemidir. Peki bu sistemin içeriğini hangi unsurlar oluşturmaktadır?

Y.Y.Ö Sistemi

1. Bilinç farkındalığı
2. Yıkıcı programların temizlenmesi
3. Duyusal Analiz
4. Zihinsel Çapalama
5. Nimoniks sistem ile Fotobelleme
6. Temsili öğrenme sistemleri
-Görsel: İç nesne-kelime görüntüleme
-İşitsel: İç-dış diyalog ile kelime entegrasyonu-aktif seslendirme-aktif dinleme
-Dokunsal: Kelime ile duyguları aktif canlandırma
7. 7-İç bilinçaltı iletişimi(imajinasyon)
-beta -alfa -teta -delta
8. 8-Suggestopedıa: Telkin metodu
9. 9-Kelime haritaları
10. 10-Aktif öğrenme stratejileri

Dil Öğrenmenin Püf Noktası

Belleğe tutunduramadığınızı ve bilinçaltında içselleştiremediğinizi beyniniz den isteyemezsiniz. Konuşmak istiyorsanız belleğe ve bilinçaltına sürekli veri(ses, görüntü,duygu) göndermelisiniz. Klasik sistemde daha ilk günden konuşturulmaya çalıştırılmaktadır bu beyinin dil öğrenme prensipleri için yanlış bir uygulamadır çünkü biz doğal olarak dil öğrenirken belli bir dinleme aşamasından sonra yani zihnimizde oluşan bir birikim sonucunda konuşma faaliyetini göstermeye başladık. Önce temel kelimelerin, cümlelerin,sonra hikayelerin devamlı dinlenmesi gerekmektedir. Konuşmanızın önündeki bir engel de ingilizceyi türkçeye çevirmeye sonrada konuşmak için tekrar inglizceye çevirmeye çalışmamız bunu aşmak için biçimsellikten çıkıp kalıbı öğrenmeliyiz bunun içinde zamanların detaylarını değil uygulamalarını dinlemelisiniz alt yapı bilinçaltına atıldıktan sonra bu zamanları anlatan basit hikaye kitaplarını dinlemeli ve okumalısınız tabi ki yüzde yüz öğrenme sistemine göre. Sonuçta mikro detaylarla değil makro yapıyla uğraşmalısınız. Önce türkçe sözlük ve sonra mutlaka yabancı sözlük kullanmalısınız.
Klasik Sistem
Konuşma
Dinleme
Yazma
Okuma

Görsel, işitsel girdi
Beyin

Sonuç
Dinleme
Seslendirme
Okuma
Konuşma
Yazma

Bilinçaltı

Yabancı kanalları dinlemedeki strateji

Her kitapta tavsiye edilen bir şey var.Yabancı kanalları izleyin böylece kulağınız alışacak daha hızlı öğreneceksiniz. Evet doğru ama eksik. Şayet ben ingilizceye yeni başlamış birisi isem o kanalları dinlemek benim için zaman kaybından öteye gitmez çünkü daha önceden o kelimeler ve yapıların telaffuzu beynimde içselleşmedi ise zihinim onları tutup çekip belleğe yapıştıramaz İngilizciye yeni başlayan birisin de de bu kelimeler daha yeteri kadar içselleşmediği için anlayamadığınızı dinlemek yerine anlayabilecek duruma gelip öyle dinlemek çok daha verimlidir. Bunun içinde hikaye kaset ve kitaplarını alıp orda ki kelimeleri öğrendikten sonra o kitabı dinlemek sizin için daha verimli bir çalışma olur. Sonuç olarak orta seviyeye geldikten sonra yabancı kanalları dinlemek başlangıç seviyesinde dinlemekten daha etkili bir stratejidir. Başlangıç seviyesinde sizi orta seviyeye getirecek çalışmalar yapmalısınız. Bu aynen 10 kilo kaldırma potansiyeli olan bir adamın 50 kilo kaldırmaya çalışması gibidir. İlerleme adım adım olmalıdır.
Haz etkisi

Şüphesiz her insanın ilgi duyduğu ve okumaktan ,dinlemekten haz aldığı konular farklı farklıdır. Araştırmalar göstermiştir ki gerçekten istekle ilgi duyulan bilgilerin bellekte kalıcılığı artmaktadır. Madem ilgi duyduğumuz konular belleğimiz de daha iyi kalıyor o zaman dinamik bir öğrenme için ingilizce de alt yapıyı kurduktan sonra ilgi duyduğumuz konuların kasetlerini ve kitaplarını bir şekilde temin ettirmeliyiz. Siz body building sporuna ilgi duyuyorsanız bununla ilgili cd�ler kitaplar almalısınız. Kısacası hedefleriniz ile tutkularınızı birleştirmek harika sonuçlar yaratır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder